Aslında Bitcoin ‘in enerji tüketimine 2015 yılı ve öncesinde göz atıyor olsaydık, bugün gelinen seviyeyi az çok tahmin ediyor olabilirdik. Türünün en başarılı örneği arasında yer alan Bitcoin, öncesinde ortaya konulan dijital ödeme yöntemlerinden farklı olarak 12 yıldır hiçbir tökezleme yaşamadan başarılı bir şekilde alışveriş aracı olarak kullanılıyor. Bu sistemin altında yatan blok zincir teknolojisi ve Proof of Work(iş kanıtı) mekanizması hiçbir bir temasa gerek kalmadan on yılı aşkın süredir yıkılmadan ve zarar göremeden işleme devam etmektedir. Aynı zamanda dünyanın en gözde yatırım araçları arasında. Her gün farklı bir teknoloji devi veya ülke kripto paraları kullanmak adına adımlar atıyor. Bazı ülkeler ise merkezi bulunmayan bu değer değiş-tokuş aracını kontrol altına almak adına düzenlemeler getiriyor.
Bugün bu yazının yazıldığı sıralardan 16 saat önce, kripto paraların en büyük destekçilerinden biri olan Tesla CEO’su Elon Musk, Bitcoin ‘in enerji tüketimine dikkat çekecek bir Tweet attı ve aynı zamanda şirketin BTC kullanımının geçici süreliğine askıya aldığını bildirdi. Sabah gelişmelerin detaylarını buradan inceleyebilirsiniz. Aynı zamanda Tesla’nın kararı ve Musk’ın açıklaması ile beraber başta Bitcoin olmak üzere pek çok lider alternatif isim %10’ün üzerinde gerileme yaşadı. Elon Musk ‘ın Tesla açıklamasından sonra 4 milyar dolarlık pozisyon likide oldu.
Tesla’nın aldığı bu karar ve Elon Musk’ın açıklaması ile beraber enerji tüketiminin kripto para kullanımının önünde bir engel olup olmadığı tekrar su yüzüne çıkmış durumda. Ancak enerji tüketimi sorunu yıllardır bilinen ve çözüm bulunması adına yeni adımlar atılan bir konu. Bitcoin’nin alternatifleri yani altcoinler genel olarak artık daha çevre dostu sistemlerin üzerine inşa edilmeye çalışıyor. Bunun temel sebepleri arasında enerji tüketimini en aza indirmek ve daha hızlı transferler ve doğrulama işlemleri yapmak yatıyor.
Yazımızın konusu olan enerji tüketimi konusunda yenilikçi çözümler sunan kripto para altyapılarına ve projelerine geçmeden önce bir kaç analiz ile beraber Bitcoin madenciliği için harcanan enerji miktarına kısa bir göz atalım.
Yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere ülke bazında enerji tüketiminde ilk sırayı sanayi ve ticaret devi Çin alıyor. Sonrasında giderek küçülen ve daralan ekonomi ve enerji tüketimi ile beraber daha küçük ülkelerin arasında Bitcoin yer almaktadır. Lider kripto paranın madenciliği küresel elektrik tüketiminin %1’ini kapsıyor. Bu tüketim İsveç, İsviçre ve Finlandiya gibi ülkelere yetişmiş durumda. Ek olarak Litecoin, Dogecoin ve Bitcoin gibi madencilik ile güvenliğini sağlayan kripto paralar, artan kullanıma bağlı olarak daha fazla enerji tüketmek zorundalar. Dolayısıyla son dönemlerde 66 bin dolara ulaşan BTC ile beraber artan talep, beraberinde daha fazla elektrik tüketimini de getirdi. Ethereum ise bu israftan kaçınmak adına Proof of Stake(Hisse Kanıtı) modeline dayalı bir sisteme geçiş yapmaya çalışıyor.
Yazının başlarında da aktardığımız üzere Bitcoin on yılı aşkın süredir hiçbir müdahale ve temasa gerek kalamadan ilk gün kurulduğu düzenekte sorunsuz bir şekilde çalışabiliyor. Aynı zamanda saldırılara karşı güvenli oluşunu pratikte de ispatlamış durumda. Ancak bu kabiliyetin aynı zamanda büyük bir maliyeti oluyor. Bu da Proof of Work.
Kripto paraların herhangi bir merkeze bağlı kalmadan kusursuz işlemelerinin ve kötü niyetli katılımcılara karşı güçlü olmasının ardında PoW yatmaktadır. Bu model sayesinde ağ üzerinde işlemler ve cüzdanların son durumu en fazla iş yükünü üstlenen madenci tarafından kayıt edilir.
Kabaca açıklamak gerekirse: Biz ağ üzerindeki işlemlerin kayıt edilmesi için güvenilir bir kişi arıyoruz. Bu kişininde kendini ispat edebilmesi ve güven sağlayabilmesi için en fazla iş gücünü üstlenmesi gerekiyor. Böylelikle bir rekabet oraya çıkmış oluyor. Madenciler BTC ile ödüllendirilmiş oluyor. Aynı zamanda sistemin %51’ini ele geçiremeyen saldırganlar herhangi bir zarar verememiş oluyor.
Ancak güvenilir doğrulayıcı bulmak adına konulan iş gücü şartı aynı zamanda yüksek işlemci ve hesaplama gücü gerektiriyor. PoW’te madenciler her bir bloğa özgü olan şifreyi bulmak adına deneme yanılma yöntemi ile şanslarını deniyorlar. Ne kadar yüksek hesaplama gücü o kadar fazla kombinasyon anlamına gelmektedir. Bu nedenle düşük işlemci gücüne sahip olan madenciler havuzlara katılarak güçlerini birleştiriyorlar.
Öncelikli olarak Proof of Stake yani Hisse Kanıtı, madencilik gerektirmeyen bir mekanizmadır. Burada güvenilen doğrulayıcı en fazla hisseyi, teminatı yani yatırımı bulunduran kişidir. Bu sayede madencilik için ihtiyaç duyulan enerji tüketimi yerine güvenilir madenci en fazla hisseyi elinde bulunduran node tarafından yapılır.
Bu sistemlere örnek olarak: ADA Cardano, EOS, TRX Tron, XTZ, ALGO Algorand ve gelecekte Ethereum gibi isimler verilebilir.
Bu isimlerin Tesla kararı ile beraber daha tercih edilir olmaları için güzel bir sebepte doğmuş oluyor.
Ek ve son olarak PoS dışında
gibi modellerde bulunmaktadır. Gelecek yazılarımızda enerji tüketimine çözüm bulmak adına geliştirilen bu mekanizmaları da inceliyor olacağız.
Bizleri sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz:
Kripto Borsası Binance, Kısa Süreliğine Para Çekme İşlemlerini Durdurdu ve Tekrar Başlattı
Dogecoin, Elon Musk ile Ay’a Gidiyor!
Mercurial – FTX IEO Katılımı için İzlenmesi Gereken Adımlar ve Koşullar
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.